Bir yazılım projesi yaptırmak, işletmeniz için yapacağınız en kritik yatırımlardan biri. Doğru yapılırsa yıllarca verim ve gelir üretir; yanlış yapılırsa binlerce lira kaybettirir, ekibi yıpratır ve sonunda “keşke hiç girmeseydik” dedirtir. Üstelik çoğu zaman sorun “yazılımcı kötüydü” değil, en başta yapılan basit ama pahalı hatalardır.
Aşağıda, işletmelerin yazılım projesi yaptırırken en sık yaptığı ve gerçekten para kaybettiren 7 hatayı ve bunlardan nasıl kaçınabileceğinizi net biçimde bulacaksınız.
1. Ne istediğini tam bilmeden projeye başlamak
En büyük hata, şu cümlede gizli: “Şöyle bir sistem olsun, gerisini siz halledin.”
Bu yaklaşım neredeyse her zaman:
Bitmeyen revizeler
Sürekli ek maliyetler
Kimsenin tam memnun olmadığı bir proje ile sonuçlanır.
Bunun yerine:
Yazılımın iş hedefini netleştirin: Size ne kazandırmalı (zaman, para, kontrol, takip)?
Kullanıcı tiplerini yazın: Kim, hangi ekrandan ne yapacak?
“Olmazsa olmaz” ile “olsa iyi olur” özellikleri ayırın.
Tek sayfalık bir ihtiyaç dokümanı bile, maliyeti ve süreyi ciddi şekilde kontrol altına alır.
2. Sadece en ucuz teklife bakıp karar vermek
“En ucuz kim yapıyorsa ona yaptırırım.”
Bu cümle yazılımda genelde şu anlama gelir:
Hazır tema üzerine yamalanmış fonksiyonlar
Çoğu şey eklenti ve kütüphane bağımlısı
Döküman yok, test yok, bakım planı yok
Sonuç:
İki sene sonra sistem çökmeye, yavaşlamaya veya yamayla ayakta kalmaya başlar
Baştan yazdırmak zorunda kalırsınız ve toplam maliyet ilk başta kaliteli iş yaptırmaktan daha yüksek olur
Doğru yaklaşım:
Ucuz olana değil, karşılığında ne aldığınıza bakın.
Teklif alırken mutlaka sorun:
Hangi teknoloji ve mimari kullanılacak?
Kaynak kod size mi ait olacak?
Bakım ve destek nasıl işleyecek, sözleşmede yazıyor mu?
3. Büyük projeyi tek kişiye emanet etmek
“Bir tanıdığın oğlu var, yazılımcıymış, ucuza yapar.”
Tek kişi, gerçekten küçük projelerde yeterli olabilir; ama analiz, tasarım, backend, frontend, test, devops gibi konuların hepsinin bir kişide toplanması:
Hata riskini artırır
Süreci kişiye bağımlı hale getirir
Projenin ömrünü o kişinin kariyer planına bağlar
Riskler:
Kişi işi bırakırsa proje kilitlenir
Hastalık, yoğunluk, motivasyon düşüşü = proje durur
Kimse kodu devralmak istemez, “bu ne ya” deyip baştan yazmak ister
Daha sağlıklı olan; en azından çekirdek bir ekip, süreç ve dökümantasyon sunan bir yazılım firmasıyla çalışmaktır.
4. Tasarımı “süs” sanmak ve kullanıcıyı unutmak
“Çalışsın yeter, tasarım önemli değil.”
Bu bakış açısı çoğu zaman:
Kullanıcıların sistemi kullanmak istememesine
Sürekli eğitim ihtiyacına
“Bizim personel anlamıyor” bahanesine yol açar.
Gerçekte:
Arayüz (UI) ve kullanıcı deneyimi (UX), işin yarısıdır
Kafa karıştıran menüler, karmaşık formlar, sıkıcı ekranlar hem iç hem dış kullanıcıyı kaçırır
İyi tasarım:
Daha az destek talebi
Daha yüksek kullanım oranı
Daha mutlu kullanıcı demektir. Bunların hepsi doğrudan paraya ve zamana yansır.
5. Teknoloji tartışmasına boğulmak
“.NET mi olsun, Node mu olsun, React mi olsun, Vue mu olsun?”
Teknoloji elbette önemli ama çoğu işletme şu tuzağa düşüyor:
Kendi işini bırakıp teknoloji savaşına giriyor
Ne okusa kafası daha çok karışıyor
Asıl sorulması gereken sorular:
Seçilen teknolojiye hakim, uzun vadeli çalışılabilecek bir ekip var mı?
Bu teknolojiyle yazılan sistemi ileride başka ekipler devralabilir mi?
Mimarisi sağlam mı, yoksa “sadece çalışsın da” diye mi kurgulanmış?
Sizin odaklanmanız gereken:
Doğru ekip
Sağlam mimari
Dökümantasyon
Bakım planı
Teknoloji tercihi, uzman ekibin sorumluluğunda olmalı; siz sonuca ve sürdürülebilirliğe odaklanmalısınız.
6. Test, kabul ve eğitim aşamalarını atlamak
Birçok proje şu şekilde yok oluyor:
“Tamam bitti” deniyor
Hiç test ortamı görmeden canlıya alınıyor
Kullanıcıya “kullan işte” deniyor
Sonra:
Canlıda kritik hatalar çıkıyor
Kullanıcı neyin nerede olduğunu bilmiyor
Proje suçlanıyor, aslında süreç hatalı
Doğru akış:
Test ortamında senaryoları denemek
“Şu durum oluyorsa sistem doğrudur” diye kabul kriterlerini baştan belirlemek
Temel kullanıcılar için kısa bir eğitim veya en azından ekran ekran kısa açıklama dokümanı istemek
Test ve eğitim, projeyi yavaşlatan fazlar değil; yatırımınızı koruyan sigortadır.
7. Bakım ve destek konusunu sona bırakmak
En çok unutulan ama en pahalıya patlayan konu bu: “Site bitti, sistem çalışıyor, tamamdır.”
Kütüphaneler güncellenecek
Güvenlik yamaları çıkacak
Veri büyüyecek, performans düşecek
Yeni cihazlar, yeni tarayıcılar, yeni entegrasyon ihtiyaçları gelecek
Bakım planı yoksa:
Sistem bir gün aniden çöker
Panikle birilerini ararsınız
Saatlik müdahale, acil durum ücreti, veri kurtarma derken maliyet katlanır
En başta mutlaka netleştirilmesi gerekenler:
Bakım/destek olacak mı?
Kapsamı ne (kaç saat, hangi işler dahil)?
Yanıt süresi, müdahale süresi ve ücreti ne?
Uzun vadede, bakımı planlanmamış her yazılım, en pahalı yazılımdır.
Sonuç: Yazılım projesi, bir dosya değil, yaşayan bir varlıktır.
Yazılım projesine “parayı verelim, kod yazılsın, bitsin” gözüyle bakmak, çoğu zaman hem bütçeyi hem motivasyonu tüketir. Bu 7 hatadan uzak durduğunuzda:
Daha öngörülebilir bir bütçe ile ilerlersiniz
Zaman planınız gerçekçi olur
Ekibiniz sistemi sahiplenir ve severek kullanır
Proje, size yıllarca yük değil, değer üretir
Yazılım veya web projeniz için daha baştan sağlam bir yol haritası çizmek, riskleri minimize etmek ve uzun vadeli bir çözüm ortağıyla çalışmak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.